Fetö'nün siyâsî ayağı

Geçen ay CHP-İP müşterek önerge ile, "FETÖ'nün siyâsî ayağının araştırılmasını" istediler ; bu önerge, AK PARTİ-MHP oyları ile "reddedildi".

Şimdi meseleye hakkıyla vâkıf ve hâkim olmayan "tribünlerdeki insanlar", elbette şöyle düşünürler : "Hımmm, demek ki AK PARTİ ile MHP bu konuda yaralılar, onun için reddettiler. CHP ve İP ise, temiz..."

Fakat aslında hakikat ve vâziyet, bunun tamamen tersi.

1. MHP Lideri muhterem Türkmenbeyimiz Devlet BAHÇELİ'nin, FETÖ elebaşı hakkındaki kanaatlerinin menfî ve sert olması sebebiyle, hem MHP ve hem de onun âleyhinde, Meral AKŞENER'in sürüklediği ve yaptığı "fitne hareketlerinin", FETÖ elebaşı tarafından nasıl övüldüğünü ve yine FETÖ elebaşı "kâinat zındığının", muhterem Devlet BAHÇELİ aleyhindeki bühtân ve iftirâlarını nereye koyacağız...?

Devlet BAHÇELİ'yi indiremediler amma, MHP üzerindeki operasyonlarından da vazgeçmediler, nihâyet MHP'yi bölmeye muvaffak oldular, maalesef.

Bugün İP'nin kurucular kurulu , milletvekili ve hatta "danışmanlar" listesi bile, FETÖ ile irtibât ve iltisaklarını isbâta yetiyor.

2. FETÖ'nün, bir "ajan / casusluk / ihânet teşkilâtı" olduğunun iyice anlaşılmaya ve Recep Tâyyip ERDOĞAN Başbakanlığı'ndaki Hükümetimiz'in, bunlarla açıkça mücâdeleye başladığı 2012'den itibâren, CHP'nin "FETÖCÜ Kuruluşlar" olan bilhâssa Dershâneler, ZAMAN gazetesi ve SAMANYOLU TV ile nasıl bir "dayanışma" içine girdiğini hatırlayalım. Bilhâssa CHP Milletvekilleri Mahmut TANAL ve Barış YARKADAŞ'ın, bu konuda ne kadar şirretli ve çirkef tavırlar gösterdiklerini unutmayalım. Bu tavırlar, elbette ki CHP Genel Başkanı'nın bilgisi, rızası, tâsdiki ve teşviki ile gösteriliyordu.

3. FETÖ'nün, "son darbeyi vurmak" maksadı ile harekete geçtiği 15/16 Temmuz 2016 gecesinde, kimlerin bu FETÖ/NATO Darbesine karşı çıktığı ve kimlerin de evlerinde oturup kahve yudumlayarak ve içlerinden de "keşke başarılı olsalar" diyerek darbeciler hakkında duacı olduklarını, hepimiz biliyoruz, herkes gördü. Durum böyle iken, CHP ve İP'nin, AK PARTİ ve MHP'yi "FETÖ'nün siyâsî ayağı olmak töhmeti ile "tribünler nezdinde" zan altında bırakmaya çalışmaları ve hakikaten tribünlerdeki bir kısım öküz başlı antilopların da "he yav, hakkaten bak gördün mü, AK Parti ve MHP bu araştırma önergesini reddetmişler, demek ki, hımmm..." demelerine sebep olmaları, tam bir ahlâksızlıktır, pişkinliktir, arsızlık ve yüzsüzlüktür !

4. 15/16 Temmuz gecesi, darbeye karşı duran kahraman Cumhurbaşkanımız'a hakaretler yağdıran ve milletin darbeye karşı durmasını da "Devlete direnmek" olarak ifâde eden emekli albay Osman Pamukoğlu, daha birkaç ay önce İP saflarına katılmadı mı...?

Merhûm Muhsin YAZICIOĞLU'nun helikopterinin düşürülmesinden sonra, kaza mâhâllinde değil, çok uzak yerlerde arama ( ?!!! ) yaptıran ve o vakit ADANA J.Bölge Komutanı olan tuğgeneral Ali LAPANTA, şu anda İP saflarında değil mi..? Bu meşûm ve menfûr suikastın da, bir "FETÖ Operasyonu olduğu" bugün ayan-beyan ortaya çıkmış vâziyette. Meral apla bunlara ne diyecek...?!

Sâhi Meral hanım, darbeden kısa bir müddet evvel, "15 Temmuzda ben Başbakan olcam" demişti. Bu, "gaipten gelen bir his" mi idi, yoksa kendisine bu meyânda bir "vaad"de mi bulunulmuştu, kimler tarafından..?!

5. CHP'nin durumu da İP'den farklı değil. Genel Başkanları'nın, FETÖ'nün "kaset operasyonu" ile o koltuğa oturduğunu herkes biliyor ; kendileri de "hayır, öyle olmadı" demiyorlar / diyemiyorlar. Genel Başkan'ın etrâfındaki bütün danışmanların "FETÖCÜ" oldukları da ortaya çıktı. Nitekim bunlardan Fatih GÜRSUL, şu anda tutuklu.

Rasim BÖLÜCEK isimli "danışman"ın ( ?!!! ) ise, 14 Katlı CHP Genel Merkezi'nin, 14. Katında ve "tek başına" DANIŞMANLIK yaptığı ( ?!!! ) ortaya çıktı.

Bu esrârengiz danışmanın, Kemal KILIÇTAROĞLU'ndan ziyâde, FETÖ'nün "MİT İmamı" Enver ALTAYLI ile "danıştığı" da tesbit edildi.

Bir "danışman"ın vâzife mekânı, nasıl oluyor da, genel başkanın bir kat yukarısında ( ve son kat ) oluyor...? Acaba bu 14. Kat'ta "mâhrem görüşmeler" daha mı emniyetli bir şekilde yapılıyor...? Acaba bu 14. Kat ile, çatı katında, "çok özel" bazı elektronik dinleme-haberleşme-gözetleme ekipmanları mı var...? Bunların "antenleri" hângi ülkelere bilgi gönderiyor ve hângi ülkelerden "tâlimât" geliyor...?!

6. Kıymetli dostlarım, Meclis Araştırma Önergesi'nin, AK Parti ve MHP oyları ile reddedilmesinin sebepleri var ; şöyle ki :

Bilhâssa son zamanlarda gerek AYM'de ve gerekse diger mâhkemelerde, FETÖ ve FETÖCÜLER hakkında verilen ve milletimizin mâşerî vicdânını tâhrik eden ve infiâle sürükleyen bazı kararlar verildiğini görüyoruz. Belli ki, "adâlet cihâzımız" hâlâ ve ciddî ölçüde "FETÖ ifsâdı" ile mâlûl. Mâmâafih, elbette Devletimiz de sabırla ve kararlılıkla, bunları "temizlemeye" devâm ediyor. CHP ve İP yöneticileri, Devletimizin bu mücâdeleden, eninde sonunda "zâferle çıkacağını" ve FETÖ Soruşturmalarının, nihâyetinde "kendilerine de dokunacağını" çok iyi biliyorlar. Onun için, henüz mâhkemelerde yuvalanmış "kriptolar" deşifre edilmeden, siyâsîler hakkında soruşturma açtırarak, hem kendilerini temize çıkarmayı, hem de o "kriptoların", AK PARTİ ve MHP'li siyâsîler âleyhinde hüküm vermelerini hesaplıyor ve kuvvetle ümit ediyorlar.

Bunun için, "en iyi savunma, hücûmdur" düstûru ile hareket ediyorlar. Böylece "saf/salak tribün yârânı"nın da, alkışlarını alıyorlar.

Böylece, neşter atmak için, "çıbanın olgunlaşmasını" bekleyen AK Parti ve MHP'yi, "ham durumdaki" çıbana neşter vurdurarak, yarayı kangrene çevirmeye çalışıyorlar.

AK Parti ve MHP İdârecileri, oynanan bu hâbis oyunu, elbette ki gördü. Fakat mâalesef, aziz Milletimizin mühim bir kısmı, sâdece "gösterilen"i gördü ; arka planı göremedi.

7. Kıymetli dostlarım, şundan emin olalım ki, hem Hükümetimiz ve hem de polisimiz, jandarmamız ve MİT'imiz eliyle, FETÖ ile mücâdele "amansız bir şekilde" devâm ediyor. Meclis Araştırma Önergesi'nin kabûl edilmemiş olması, bu mücâdelenin yapılmadığı mânâsına, kat'iyyen gelmez. AK PARTİ ve MHP'nin yaptığı, "siyâsî ayak" hakkındaki işlemin, "adâletin tam olarak tecelli edeceğinden emin olunacak zaman"a kadar tehir edilmesinden ibârettir ; bu mücâdeleden "vazgeçildiği" mânâsında değildir.

Tahtaya çivi çakacağımız zaman, çekiç'i yukarıya doğru kaldırmamız, nasıl ki çiviyi çakmaktan vazgeçtiğimiz değil, daha büyük bir kuvvetle vuracağımız mânâsına geliyor ise, AK PARTİ ile MHP'nin bu meseledeki tavırlarının tam olarak mânâsı ve tevili de budur ; kimse yanlış anlamasın, yanlış yorumlamasın.

Kıymetli dostlarım, yazı yine birâz uzun oldu. Hatta, yazmayı arzu ettiğim bazı hususlardan da imtinâ ettim ; fazla sıkılmamanız için. Fakat, Şer ve Küfür Cephesi'nin fitne ve yalanları o kadar büyük ve o kadar çok sayıda insanımız, bu yalan ve fitne rüzgârları önünde "gazel yaprakları gibi savruluyor" ki, meseleyi teferrûâtlı olarak anlatmaktan başka çâre kalmıyor.

Buraya kadar sabırla okuyanlara çok teşekkür ediyorum ; hakkınızı helâl ediniz, kıymetli dostlarım.

Selâm ve dua ile.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.