Bu soruya genel çerçevede verilecek olan cevap şöyle olacaktır:
“Yaşayışı yaradılışına uygun olan insan, Kitabın kavline göre Müslümandır.”
Çünkü insan en güzel biçimde/ “ahseni takvim üzere” yaratılmış ve Kitap/ Kur’an insana bu güzelliği nasıl muhafaza edeceğini en ayrıntılı şekilde açıklamıştır.
Demek oluyor ki genel çerçevede, yaşayışını yaradılışına uyduran yani Kur’an’a göre yaşayan insan kitabın kavline göre Müslümandır.
Baştaki sorunun özeldeki cevabı ise:
Kitabın kavline göre Müslüman, hiç şüphesiz Allah’ın cc bizlere en güzel örnek/ Usvet’ül hasene olarak gönderdiği Hz Muhammed’dir (sav)…
Bilindiği gibi O Güzel Nebi (sav) bir Müslüman olarak, Kitabın kavline göre nasıl yaşanacağını izinden gidenlere, yirmi üç yıl boyunca en ince ayrıntılarına kadar göstermiştir.
Nitekim O Güzel Nebi’nin ahlakı nasıldır diye Hz Ayşe’ye (rha) sorulduğunda, Hz Ayşe (rha):
“Siz Kur’an okumuyor musunuz?
Onun (sav) ahlakı Kur’an’dı” cevabını vermiştir.
Bir başka ifadeyle O Güzel Nebi’nin (sav) sünneti olarak bildiklerimiz ve izine basanlar olarak bizim yaşamamız gerekenler Kur’an’ın yaşanmışlığıdır.
Yani zamana ve mekâna bağlı olmadan, tekrarlanabilir olanlardır.
Diğer bir deyişle O Güzel Nebi’nin (sav) sünneti, Kur’an’ın hayata aktarılmasıdır.
İşte tam da bu aşamada sorulacak soru şudur:
Kur’an diliyle “Usvet’ül hasene/ en güzel örnek” olan O Güzel Nebi (sav) izinden gidenlere Kur’an’ın yaşanmışlığını gösterdiği halde; biz nerede yanlışlık yaptık ve yapmaya devam ediyoruz ki, bilumum kafirler kadar üretemiyoruz, dolayısıyla kafirlerin sultasından kurtulamıyoruz?
*
Cümlenize hayırlı huzurlu sürurlu şuurlu Cumalar dilerim…