Düşman ordusu bir kaleyi muhasara etmişti.

Kale günlerce düşmedi. Muhasara eden komutan yanında ki komutanlarla istişare etti.

İstişare sonucu kaleyi içerden yıkalım teklifi çıktı.

Komutan içeriye kalenin içinde ki komutanın kızına bir yolunu bulup haber gönderdi.

Dedi ki erinde gecinde ben bu kaleyi feth edeceğim. İçerde kim var kim yok hepsinin kafasını vuracağım.

Eğer bize kapıyı açarsan, hem senin canını bağışlar hem seni kendime eş olarak alır bu sayede de gene sarayda yaşamaya devam edersin diyordu.

İçerdeki kralın kızı bu teklifi makul buldu.

Gitti onlara kapıyı açtı. Komutan aynen dediği gibi herkesin kafasını vurdu. Bu kızın canını bağışladı ve kendisine eş olarak aldı.

Bir gün karı koca sarayda yemek yiyorlardı.

Tabir caiz ise sofrada yok yok idi.

Kral bak hayatım sana nasıl bir sofra hazırlattım dedi.

Bunun üzerine kız: Buda sofra mı, ben babamın kapısında neler gördüm neler dedi.

Kral arkada duran cellada vur kellesini dedi.

Böyle baba ya ihanet eden bana haydi haydi eder dedi.

Kendisini sıfırdan tutup İçişleri bakanı yapan Tansu Çiller'e ANAP-DYP iktidarını ben yıktım diyerek nasıl ihanet ettiğini ağzı ile itiraf eden bu kadın.

Sonra AK Parti kurucuları arasında yer almış.

Orada da istediği makamı elde edemeyince haydi bana eyvallah demiş.

Sonra MHP de kendisine genel başkan yardımcılığı görevi verilmiş. Orada da sayın Bahçeli'nin altını oymaya kalkmış gücü yetmeyincede partiyi bölmüş birisi.

Yetmemiş.

Sırf MHP yi bölsün ve bu sayede Cumhur ittifakı zayıflasın diye seçimlere girsin diye kendisine CHP tarafından 20 milletvekili kiralanmış ve destek vermiş birisine son hainliği yapmaktan asla çekinmemiş birisi.

Yetmedi

Kılıçdaroğlu nun karşısına kendi partisinin iki belediye başkanını dikerek CHP'yi de bir şekil de bölen bu kadın hiç bir parti kişi ve kuruma karşı asla ahde vefa göstermemiştir.

Öyleyse, bunca iyiliğe ikrama ihanet eden birisi bu vatanıda satmaktan asla ve kata çekinmeyecektir bu böyle biline.

Allah bunlara fırsat vermesin inşallah